
Antalya'da seralarda yetiştirilen başta karanfil olmak üzere çok sayıda kesme çiçek, 80 ülkeye gönderilerek ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
Sadece kentten bu senenin 11 ayında, geçen yıla göre yüzde 3,4'lük artışla 56 milyon 275 bin dolarlık süs bitkileri ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildi.
Türkiye'nin süs bitkileri ve mamulleri ihracatının yaklaşık yüzde 50'sini karşılayan Antalya'da, sektörün verimliliğini artırmak amacıyla Organize Tarım Bölgesi kurulması için çalışma başlatıldı.
- Enerjisini üreten, suyu az kullanan bir OTB
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AA muhabirine, tarımsal planlama konusunda hem üreticiyi hem tüketiciyi ilgilendirecek önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Bir yandan küresel iklim değişikliğine ilişkin suyun verimli kullanımı, daha az su isteyen ürünlerin yaygınlaştırılması ve planlı ürün üretimi konularında farkındalık oluşturduklarını dile getiren Çandır, bir taraftan da tarım sektörünü güçlendirecek adımlar attıklarını kaydetti.
Bu doğrultuda Organize Tarım Bölgesi projesini geliştirdiklerini anlatan Çandır, "Süs bitkileri konusunda bir Organize Tarım Bölgesi kurmak için fizibilite raporumuzu çıkardık. Bununla ilgili yer arayışlarımız sürüyor, birkaç yer var, o yerlerle ilgili çalışıyoruz. Yaklaşık 1200 dekar alanda, suyunu iyi kullanan, iş gücünü az kullanan, enerjisini kendi üreten, atıklarını yönetebilen ideal bir Organize Tarım Bölgesi oluşturmak için çaba sarf ediyoruz." diye konuştu.
Süs bitkilerinde Antalya'nın önemli bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Çandır, bu çalışmanın sektörün güçlenmesine katkı sağlayacağını dile getirdi.
- Sektörde güç birliği oluşturulacak
Süs bitkileri ihracatının geçen yıla göre arttığını anlatan Çandır, Organize Tarım Bölgesinin hem üretim hem de ihracatı daha da artıracağını ifade etti.
Projenin tarımsal örgütlenmeye de katkıda bulunacağını aktaran Çandır, şunları kaydetti:
"Türkiye'deki en büyük temel sorunlardan bir tanesi üreticinin birlikte hareket etmesinin zayıf olması. Gelişmiş ülkelere ya da tarımı iyi yapan ülkelere baktığınızda adı ne olursa olsun kooperatif, birlik, şirket, üreticiler birlikte hareket ederek iki temel olguyu birlikte elde ediyor. Birlikte tedarik ederek maliyetlerini önemli ölçüde düşürüyorlar. Yine miktar, standart açısından geliştirdikleri ürünlerini birlikte satarak da satışta bir avantaj elde ediyorlar. Bizim belki de tarımsal örgütlenme modelimizi biraz daha gözden geçirerek bu gerçekler ışığında yenilememiz gerekiyor."